Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi tıp dördüncü sınıf öğrencisi Kağan Çankır, kardiyoloji stajı sırasında hayat kurtaran bir keşif yaşadı. Ekokardiyografi için denek olarak gönüllü olarak görev yapan Çangır'ın kalbinde delik olduğu ortaya çıktı. Atriyal Septal Defekt (ASD) olarak bilinen bu durum çoğu zaman herhangi bir belirti göstermeden yıllarca fark edilmeden gider.
Çankır'ın kalbindeki delik, kalbin yemek borusundan görüntülendiği detaylı transözofageal ekokardiyografi sırasında tespit edildi. Durumun tespiti üzerine operasyon planı yapıldı. Neyse ki deliğin büyüklüğü açık kalp ameliyatına gerek kalmadan tedaviye uygundu. Anjiyografi sırasında "şemsiye tekniği" olarak bilinen minimal invazif bir yöntem kullanılarak kapatılabilir.
GİRİŞİMSEL ANJİYOGRAFİ İLE BAŞARILI OPERASYON
Kalp kusurunun kapatılması işlemini Çankır'ın kendi kardiyoloji hocaları Doç. Dr. Volkan Doğan ve Doç. Dr. Oğuzhan Çelik, girişimsel anjiyografi kullanıyor. Bu yöntem herhangi bir kesi yapılmadan deliğin bir cihazla kapatılmasını içeriyordu. Başarılı geçen operasyon sayesinde Çankır sağlığına kavuştu.
Kardiyoloji uzmanı Prof. Dr. Özcan Başaran, bu tür rahatsızlıkların çoğu zaman uzun süre fark edilemediğini ve genellikle başka bir nedenle yapılan detaylı muayene sırasında tesadüfen keşfedildiğini anlattı. Kalpteki üfürümleri ve ek sesleri dinlemek de dahil olmak üzere dikkatli bir muayene sıklıkla bu tür durumlardan şüphe uyandırır. Kesin tanı genellikle bir kardiyolog tarafından muayene ve ekokardiyografi ile konur. Teşhisi doğrulamak ve deliğin boyutunu doğru bir şekilde ölçmek için transözofageal ekokardiyografi sıklıkla gereklidir.
Bu olay, ayrıntılı tıbbi muayenelerin önemini ve hasta sonuçlarını önemli ölçüde etkileyebilecek minimal invaziv tıbbi prosedürlerdeki ilerlemeleri vurgulamaktadır.