Küresel politikanın önemli isimlerinden Henry Kissinger, 100 yaşında hayata gözlerini yumdu ve arkasında tartışmalı olduğu kadar karmaşık bir miras da bıraktı. Nazi Almanyası'ndan kaçan Yahudi bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Kissinger'ın Amerikan gücünün basamaklarına doğru yolculuğu, 1969-1977 yılları arasında Başkan Richard Nixon ve Gerald Ford'un başkanlığında Ulusal Güvenlik Danışmanı ve Dışişleri Bakanı olarak üstlendiği rollerle damgasını vurdu.
Milyonların Yaşamını Etkileyen Adam Henry Kissinger
Kissinger'ın görev süresi, Güney Amerika'da darbeleri kolaylaştırmak ve Şili gibi ülkelerdeki rejimleri desteklemek de dahil olmak üzere önemli jeopolitik manevralarla belirlendi. Vietnam Savaşı'ndaki rolü ve savaşın Kamboçya'ya yayılmasındaki rolü ile parça tesirli bombaların yarım milyondan fazla insanın hayatına mal olduğu Laos ve Kamboçya'daki bombalamalar özellikle tartışmalıydı. Bu eylemleri birçok kişinin onu "savaş suçlusu" olarak etiketlemesine yol açtı; bu terim, kamuoyunun zihninde yer etti.
Ancak ironik bir şekilde Kissinger, Kuzey Vietnamlı lider Le Duc Tho ile birlikte Vietnam'da ateşkes müzakereleri nedeniyle 1973'te Nobel Barış Ödülü'ne layık görüldü. Bu ödül, özellikle devam eden çatışmalar ve ateşkes anlaşmasının her iki tarafça ihlalleri göz önüne alındığında, Nobel tarihinin en tartışmalı ödüllerinden biri oldu. Le Duc Tho, ABD'yi anlaşmaya uymamakla ve çatışmayı sürdürmekle suçlayarak ödülü reddetti.
Kissinger'ın hayatı ve kariyeri zıtlıklarla dolu bir çalışmadır: Amerika'nın siyasi gücünün en üst seviyelerine yükselen bir mülteci, büyük can kaybına yol açan politikalara dahil olan bir stratejist ve barış çabaları tartışmalara saplanmış bir Nobel ödüllü. Özellikle Güneydoğu Asya ve Latin Amerika'daki eylem ve kararlarının uluslararası ilişkiler ve küresel politika üzerinde uzun süreli etkileri oldu.