weather
8°
Instagram
Facebook
Twitter
YouTube
LinkedIn
Kocaeli
HAFİF YAĞMUR
8°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Kocaeli Haberdar Yaşam Seçim Stresi Size Zarar Vermesin

Seçim Stresi Size Zarar Vermesin

Psikoterapist ve İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Selin Yurdakul, seçim sürecinin insan psikolojisi üzerindeki etkilerini ve bu etkiler ile nasıl başa çıkılması gerektiğini anlattı.

Seçim Stresi Size Zarar Vermesin
Okunma Süresi: 3 dk

Tüm Türkiye’nin kilitlendiği seçimlerin sona ermesiyle, seçim sürecinin insan psikolojisi üzerindeki etkilerini uzmanı değerlendirdi. Bu etkilerle nasıl başa çıkılması gerektiğini de anlatan Uzman Dr. Selin Yurdakul, "Seçim ile birlikte taraflar arasındaki gerilim günden güne artıyor. Her yerde hararetli siyaset tartışmalarına şahit oluyoruz. En sakin insanlar bile kendilerini fikirlerini savunurken, sesini yükseltir halde bulabiliyor. Ülkenin siyasi geleceği ve bizi yöneten kişiler psikolojik açıdan bizi derinden etkiliyor. Gelecek kaygısı ve güven duygusu dışında bütüne baktığımızda siyaset ve siyasetçiler hakkındaki görüşleri insanlar hakkında sandığımızdan fazla şey anlatıyor olabilir. Beynimiz bilmediği bir duyguyu karşı tarafta tanıyamaz. Bu sebeple bir başka kişide görülen tüm olumlu ve olumsuz özellikler aslında bakan kişiyle ilgilidir. Kendimiz gibi insanları severiz. Olumlu özellikler için bu bağlantıyı kurmak çok kolaydır. Örneğin kişi dürüst biriyse ve bu özelliğini daha da arttırmak istiyorsa dürüst siyasetçilere daha çok yakın hisseder. Ya da beğendiği siyasetçinin dürüstlük özelliğini daha çok vurgular” dedi.

“Siyasetçiler hakkındaki konuşulan her şey aslında kişinin kendisiyle ilgilidir”

İnsanların bu süreçte siyasetçiler hakkında konuştuklarının aslında kendi yansımaları olduğunu ifade eden Yurdakul, “Şaşırtıcı olan aynı şeyin olumsuz özellikler için de geçerli olmasıdır. Psikolojide Jung bunu ‘gölge taraf’ olarak tanımlar. Herkesin kendinden bile sakladığı temas etmekte zorlandığı bir gölge tarafı vardır. Kendinde tahammül edemediği bu özellikleri kişi karşısındakinde görmeye dayanamaz. Diyelim ki beğenmediği siyasetçinin baskıcı olmasından şikayet ediyor. O zaman kendisinin de insanlara baskı yapan bir tarafı var ve bu özelliğinden çok da memnun değil, değiştirmek istiyor diye düşünebiliriz. Bu açıdan bakıldığında siyasetçiler hakkındaki konuşulan her şey aslında kişinin kendisiyle ilgilidir. Dünyayı değiştirmek ülkeyi geliştirmek için yapılacak en anlamlı şey belki de kendi kişisel gelişimi üzerine çalışmaktır” diye konuştu.

“Ötekileştirme ihtiyacı aslında içindeki kötüyü başkalarına yansıtarak iyi hissetme ihtiyacıdır”

Yurdakul, açıklamasını şu sözlerle tamamladı:

“Bizi yöneten kişiler toplumun bütününü temsil eder. Toplumun bir parçası olarak daha iyi yönetilmek ve ülkece ilerlemek istiyorsak bize de görev düşer. Kendi öfke problemini halledememiş bir kişinin yöneticiler hakkında çok sinirli diye şikayet etmesi bir işe yaramaz. Bir konuda memnun değilsek yapılacak en önemli şey çözümü için sorumluluk almak ve harekete geçmektir. Şikayet etmek bir anlamda iyi hissettirir ancak çözüme bir katkı sağlamaz. Karşı tarafın dar görüşlü olduğundan şikayet ederken sadece onun kötü yanlarına odaklanmak da dar görüşlülüğün başka bir örneğidir. Farklı fikirlere saygı duyabilmek ruhsal olgunluk ifadesidir. Gerçekte kimse tamamen iyi ya da kötü değildir. Siyasi partiler ve siyasetçiler için de aynı şey geçerlidir. Psikolojide bu her şeyi siyah beyaz görme eğilimi ‘Bölme Mekanizması’ olarak tanımlanır. İnsanlar kendi içlerindeki siyah parçaya temas etmek istemediklerinde onu karşı tarafa yansıtırlar. O siyah, yani kötü parça olduğunda kişi beyaz, yani iyi parçadadır. Toplumlarda sıkça gördüğümüz ötekileştirme ihtiyacı aslında içindeki kötüyü başkalarına yansıtarak iyi hissetme ihtiyacıdır. Farklı fikirlerin zenginliği bizi geliştirir. Kendimizi iyi ve kötü parçalarımızla kabul ettiğimizde karşımızdakini de bölmeden bütün olarak görebiliriz. Kolektif olarak bakış açımızı değiştirmeye başladığımızda ve herkes kendi üzerine düşen payı uyguladığında dalga dalga çevremizden tüm dünyaya yayılan bir değişim halkası başlar. Mevlâna’dan bir alıntıyla sözlerimi tamamlamak istiyorum; ‘Dün akıllıydım dünyayı değiştirmek istedim. Bugün bilgeyim kendimi değiştiriyorum’”

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *
Sakarya'lılar Dikkat! Sağanak Yağış Uyarısı var

Sakarya'lılar Dikkat! Sağanak Yağış Uyarısı var