Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi (SUBÜ), “Türkiye’de Deprem Gerçeği” konulu söyleşi kapsamında, Bursa Teknik Üniversitesi (BTÜ) Rektörü Prof. Dr. Naci Çağlar’ı ağırladı. 88’inci “SUBÜ Konuşmaları”nın konuşmacısı olan Prof. Dr. Çağlar, Türkiye’nin deprem gerçeği, yapısal yetersizlikler ve depreme dayanıklı binaların inşa edilmesinin önemine dair çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Deprem ve Yapıların Dayanıklılığı
Prof. Dr. Naci Çağlar, 6 Şubat depremleri sonrası gündeme gelen, depremin büyüklüğüne odaklanmanın yanıltıcı olabileceğine dikkat çekti. Türkiye'nin depremselliğiyle ilgili tartışmaların çoğunlukla fay hatları etrafında döndüğünü belirten Çağlar, asıl sorunun binaların depreme dayanıksız olması olduğunu vurguladı. “Deprem ne kadar büyük olursa olsun, Türkiye’deki standartlara göre yapılmış binaların ayakta kalması gerekir,” dedi.

“Yıkımlar Asla Doğal Değil”
Çağlar, 6 Şubat depremleri sonrası yaşanan büyük yıkımların, sadece depremin şiddetiyle açıklanamayacak kadar ciddi bir problem olduğunu ifade etti. Türkiye’deki yapıların çoğunun depreme dayanıklılık açısından eksik olduğunu belirten Çağlar, “Depremler çok büyük olabilir ancak binaların yıkılması doğal değil. Bu tür büyük depremler, standartlara uygun yapılmış binalar için yıkıcı olmamalıdır.” diyerek, yıkımın önlenmesi adına gerekli önlemlerin alınmadığını belirtti.
Yönetmelikler Yetersiz mi?
Prof. Dr. Çağlar, Türkiye’de deprem yönetmeliklerinin teorik olarak yeterli olduğunu ancak bu yönetmeliklerin sahada uygulamada eksik kaldığını ifade etti. “Depremler büyük olmasına rağmen binalar bu şekilde yıkılmamalıydı. Türkiye’nin yapı stoğunun sadece yüzde 14’ünün yıkılması, yönetmeliklerin tam olarak uygulanmadığının göstergesidir.” Bu durum, uygulama eksikliklerinin bir sonucu olarak karşımıza çıkmaktadır.
Yıkılan Binaların Oranı | Yapılan Binaların Sağlamlık Durumu |
---|---|
%14 | Yetersiz denetim ve standartlara uyum |
Binaların Denetim Altında Olması Gerekiyor
Prof. Dr. Çağlar, “Bir inşaat ustası, yıkılan binada kimlerin çalıştığını öğrenebilirse, işini gerektiği gibi yapar” diyerek, inşaat sektöründe işin ehli kişilerin ve uzmanların sorumluluk taşımasının önemine vurgu yaptı. Ayrıca, inşaat denetim mekanizmalarının daha etkin bir şekilde çalışması gerektiğini belirten Çağlar, “Ülkemizde denetim mekanizması etkin değil, bu alanda daha fazla denetim yapılmalı” dedi.
Sakarya ve Deprem Kültürü
Sakarya'nın, Türkiye'nin deprem kuşağında yer alması nedeniyle deprem kültürü açısından önemli bir şehir olduğunu ifade eden Çağlar, ancak şehirde hala depreme dayanıksız binaların bulunduğuna dikkat çekti. “Sakarya’daki binaların büyük bir kısmı hala depreme yeterince dayanıklı değil. 1999’daki depreme dayanıklı olan binalar 6 Şubat depreminde yıkıldı.” diyerek, tüm binaların yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini belirtti.
Kentsel Dönüşüm ve Depreme Dayanıklı Yapılaşma
Söyleşide, Türkiye’de kentsel dönüşüm projelerinin hızlandırılması ve binaların depreme dayanıklı hale getirilmesi gerektiği üzerinde duruldu. Prof. Dr. Çağlar, “Kentsel dönüşüm projelerinin sadece görüntüsel değil, yapısal olarak da depreme dayanıklı olması önemlidir. Bu, toplumun güvenliği için elzemdir.” dedi. Ayrıca, binaların sadece yıkılmasından değil, doğru yapılaşmadan geçmesi gerektiğini ifade etti.
Denetimlerin Güçlendirilmesi Gerekiyor
Prof. Dr. Çağlar, denetimlerin daha titiz ve şeffaf bir şekilde yapılması gerektiğine dikkat çekti. “Yapıların sağlamlıkları ve depreme dayanıklılığı konusunda denetimler daha sıkı yapılmalı ve gerekirse yasal önlemlerle güçlendirilmelidir.” dedi.
Depreme Hazırlık ve Sorumluluk
Son olarak, Prof. Dr. Naci Çağlar, halkın deprem bilinciyle yetiştirilmesi gerektiğini ve depreme yönelik farkındalık oluşturulmasının önemini vurguladı. “İnsanların binalarının deprem performansını öğrenmeleri ve deprem konusunda bilinçli olmaları çok önemli. Herkes sorumluluk taşımalı ve binalarını denetlemelidir.” dedi.
Türkiye’de deprem gerçeği ile yüzleşirken, yalnızca depremleri değil, binaları konuşmalıyız. Depremden korunmanın yolu, sağlıklı ve dayanıklı yapılar inşa etmekten geçiyor. Bu da ancak denetimlerin ve eğitimin etkin bir şekilde yapılmasıyla mümkün olacaktır.