Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) 2023 yılına dair açıkladığı 'Hayvansal Üretim İstatistikleri' raporuna göre, Türkiye'deki büyükbaş ve küçükbaş hayvan sayılarında önemli bir düşüş yaşandı. Rapora göre, büyükbaş hayvan sayısı bir önceki yıla göre yüzde 2,6 azalarak 16 milyon 583 bin başa düştü. Bu düşüşte, sığır sayısının yüzde 2,6 azalarak 16 milyon 421 bin başa ve manda sayısının yüzde 5,9 azalarak 161 bin 749 başa gerilemesi etkili oldu.
KÜÇÜKBAŞ HAYVAN SAYISI AZALIYOR
Küçükbaş hayvan sayısında ise daha büyük bir azalma gözlemlendi. Bir önceki yıla göre yüzde 6,9 oranında azalan küçükbaş hayvan sayısı, 52 milyon 363 bin başa düştü. Bu kategoride, koyun sayısı yüzde 5,9 azalarak 42 milyon 60 bin başa, keçi sayısı ise yüzde 11,0 azalarak 10 milyon 303 bin başa indi.Hayvansal üretimdeki bu düşüşlerin yanı sıra, raporda bal üretimi ve yaş ipek kozası üretimi gibi diğer önemli veriler de yer aldı. Bal üretimi, bir önceki yıla göre yüzde 2,9 azalarak 114 bin 886 tona düşerken, yaş ipek kozası üretimi yüzde 14,1 artarak 78 tona yükseldi. Açılan tohum kutusu sayısı da yüzde 3,9 azalarak 5 bin 360 adet olarak kaydedildi.
Bu veriler, Türkiye'nin hayvansal üretim sektöründe yaşanan önemli değişiklikleri ve zorlukları gözler önüne seriyor. Büyükbaş ve küçükbaş hayvan sayısındaki azalma, sektördeki üreticileri ve tedarik zincirlerini etkileyebilecek önemli bir gelişme olarak değerlendiriliyor. Öte yandan, yaş ipek kozası üretimindeki artış, bazı alanlarda olumlu gelişmelerin de yaşandığını gösteriyor.
TÜRKİYE'DE HAYVANCILIK NASIL GELİŞTİRİLEBİLİR?
Türkiye, zengin tarım ve hayvancılık potansiyeline sahip bir ülke olarak, küçükbaş ve büyükbaş hayvancılığın geliştirilmesi için stratejik adımlar atabilir. Bu bağlamda, sürdürülebilir ve verimli bir hayvancılık sektörü oluşturmak adına bir dizi öneri geliştirilebilir.
İlk olarak, genetik iyileştirme ve ırk geliştirme programlarına yatırım yapılması büyük önem taşımaktadır. Yerli ırkların korunması ve geliştirilmesi, hem genetik çeşitliliğin korunmasına katkı sağlar hem de verimlilik açısından önemli kazanımlar sunar. Bu süreçte, modern biyoteknolojik yöntemlerin ve seçici ıslah tekniklerinin kullanılması, hayvanların hastalıklara direncini ve üretim kapasitelerini artırabilir.İkinci olarak, hayvancılık işletmelerinin modernizasyonu ve teknolojik altyapılarının güçlendirilmesi gerekmektedir. Otomatik yemleme sistemleri, sağım teknolojileri ve hayvan sağlığını izleme sistemleri gibi yenilikçi çözümler, işletme verimliliğini artırarak maliyetleri düşürebilir. Ayrıca, hayvan refahı standartlarının yükseltilmesi, ürün kalitesini doğrudan etkileyerek uluslararası pazarlarda rekabet gücünü artırabilir.
Üçüncü olarak, hayvancılık sektöründe eğitim ve danışmanlık hizmetlerinin genişletilmesi önem arz etmektedir. Çiftçilere ve hayvan yetiştiricilerine yönelik düzenlenecek eğitim programları, modern hayvancılık teknikleri, hayvan sağlığı yönetimi ve sürdürülebilir çiftlik yönetimi konularında bilinçlenmeyi sağlayabilir. Bu sayede, sektördeki genel verimlilik ve kalite standartları yükseltilebilir.Dördüncü olarak, finansal destek ve teşvik mekanizmalarının güçlendirilmesi, küçük ve orta ölçekli işletmelerin sektöre girişini ve sürdürülebilirliğini kolaylaştırabilir. Hibe ve düşük faizli kredi programları, yenilikçi projelerin hayata geçirilmesi ve mevcut işletmelerin teknolojik yatırımlar yapabilmesi için önemli bir kaynak oluşturabilir.
Beşinci olarak, yerel ve ulusal pazarlarda küçükbaş ve büyükbaş hayvan ürünlerinin pazarlanması ve tanıtımı için etkili stratejiler geliştirilmelidir. Coğrafi işaretler, organik ve yerel ürünlerin tanıtımı gibi değer artırıcı faaliyetler, ürünlerin katma değerini artırarak üreticilerin gelir seviyelerini yükseltebilir.Altıncı ve son olarak, iklim değişikliği ve çevresel sürdürülebilirlik konularında duyarlı bir yaklaşım benimsemek, hayvancılık sektörünün geleceği için kritik öneme sahiptir. Su kaynaklarının etkin kullanımı, atık yönetimi ve karbon ayak izinin azaltılması gibi çevre dostu uygulamalar, hem ekolojik dengeyi korumaya katkı sağlar hem de sürdürülebilir bir sektör yapısının oluşturulmasına yardımcı olur.Bu öneriler, Türkiye'nin küçükbaş ve büyükbaş hayvancılık sektörünü geliştirmek ve uluslararası rekabetçiliğini artırmak için atabileceği stratejik adımlar arasında yer almakta. Uygulandığı takdirde, bu stratejiler sektörün sürdürülebilir büyümesine ve ekonomiye olan katkısının artmasına önemli ölçüde katkı sağlayabilir.