Açıklanan Orta Vadeli Program’da, konut arz ve talebi dengesinin bozulmasına neden olan üretim düşüşü, hızla yükselen konut fiyatları ve yüksek faiz oranları gibi sorunlar ele alındı. Ayrıca, konut erişiminin zorlaşması ve afete dayanıklı konutların inşası gibi konulara da odaklanıldı. Program, kira ve konut fiyatlarındaki gelişmeleri göz önünde bulundurarak, pandemi döneminde daralan konut arzının hızla artırılacağını ve depremin neden olduğu konut stokundaki kayıpların telafisi için yeni sosyal konut projeleri geliştirileceğini belirtiyor. Ayrıca, dar gelirli vatandaşların konutlara erişim imkanlarının artırılacağına vurgu yapılıyor.
Programın kredi kullanımı şartlarıyla ilgili bölümünde ise kamu tarafından sunulan uygun koşullarda konut kredilerinin, ilk kez konut sahibi olma sürecini destekleyeceği ve dar ve orta gelirli vatandaşlar için uygun fiyat aralığındaki yeni projelere tahsis edileceği ifade ediliyor.
Deprem bölgeleri öncelikli olarak ele alınıyor ve 6 Şubat depremlerinin etkilediği bölgelerde depremin neden olduğu hasarların onarılmasına yönelik projelere öncelik verileceği belirtiliyor. Ayrıca, afet konut üretiminin daha maliyet etkin bir şekilde sağlanacağı ve geri ödeme sistemlerinin gözden geçirileceği vurgulanıyor.
Kentsel dönüşüm faaliyetlerinin hızlandırılması ve şehirlerin afetlere karşı daha dayanıklı hale getirilmesi amacıyla rezerv alanların ilan edileceği ve Hazine taşınmazlarının uygulayıcı kuruluşlara devredileceği belirtiliyor. Ayrıca, afet riski yüksek bölgelerdeki yoğunluğun azaltılması için yeni endüstriyel gelişim alanları ve lojistik hatları oluşturulacağı ve afete duyarlı yerleşim yerlerine yönelik farkındalığı artırmak için mikro ölçekte afet risk analizleri yapılacağı ifade ediliyor.
Türkiye'nin konut sorununu ele alan bu program, konut erişimini artırmak ve afete dayanıklı konutları teşvik etmek için önemli bir adım olarak görülüyor.