Türkiye’de döviz kurları, özellikle son aylarda, gündemden düşmeyen konuların başında geliyor. Dolar kuru, geçtiğimiz birkaç hafta içinde yükselişe geçerek yeniden 28,50 TL seviyelerine ulaşmış durumda. Piyasalardaki bu hareketlilik, hem bireysel yatırımcıların hem de şirketlerin gözünü döviz piyasalarına çevirmesine neden oldu. Doların bu yükselişinin arkasındaki nedenler, küresel ve yerel ekonomik gelişmelerle yakından ilgili.
DOLAR YÜKSELİŞİNİN NEDENLERİ NELER?
Doların yükselmesinin birçok sebebi bulunuyor. Bunların başında ABD Merkez Bankası’nın (FED) sıkılaştırıcı para politikaları geliyor. FED’in faiz oranlarını artırması, global anlamda doları daha değerli kılarken, gelişmekte olan ülkelerin para birimleri üzerinde baskı yaratıyor. Türk Lirası, bu süreçte en çok etkilenen para birimlerinden biri oldu.
Yükselen dolar kuru, ithalat maliyetlerini artırarak Türkiye’nin dış ticaret açığını büyütüyor. Ayrıca, enerji fiyatlarının da döviz üzerinden hesaplanıyor olması, Türkiye gibi enerji ithalatçısı bir ülke için ek bir yük oluşturuyor. Küresel petrol fiyatlarındaki artışın yanı sıra doların değer kazanması, akaryakıt ve doğalgaz gibi temel enerji kaynaklarının maliyetlerini yükseltiyor. Bu durum, enflasyonu tetikleyen önemli faktörlerden biri olarak karşımıza çıkıyor.
DÖVİZ PİYASASINDAKİ BELİRSİZLİKLER
Döviz kurlarındaki bu hareketlilik, sadece Türkiye'ye özgü bir durum değil. Küresel piyasalar da belirsizliklerle dolu. Özellikle Rusya-Ukrayna savaşı, global ticaretteki aksaklıklar ve tedarik zincirlerindeki bozulmalar, tüm dünya ekonomilerini etkiliyor. Bu belirsizlik ortamında yatırımcılar güvenli liman olarak dolara yöneliyorlar. Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde ise bu tür global krizler, yerel para birimlerinin değer kaybetmesine yol açıyor.
İŞ DÜNYASININ DOLAR KURUNA TEPKİSİ
İş dünyası da döviz kurlarındaki bu yükselişten olumsuz etkileniyor. Özellikle ithalata dayalı sektörlerde faaliyet gösteren firmalar, dolar kurunun yükselmesiyle maliyetlerini kontrol etmekte zorlanıyor. İthal edilen ham madde ve ara malların fiyatlarındaki artış, üretim maliyetlerini doğrudan etkilerken, bu durum nihai tüketiciye yansıyor. Sonuç olarak, ürün ve hizmet fiyatlarındaki artış enflasyonu daha da körüklüyor.
Döviz kurlarındaki yükseliş, aynı zamanda inşaat, otomotiv ve teknoloji sektörlerinde de büyük bir baskı oluşturuyor. İnşaat sektöründe ithal edilen demir, çimento ve diğer malzemelerin maliyetlerindeki artış, konut fiyatlarına yansıyor. Benzer şekilde, otomotiv sektörü de ithalat bağımlılığı nedeniyle ciddi anlamda etkileniyor. Özellikle son aylarda artan araç fiyatları, tüketicileri zor durumda bırakıyor.