Son dakika deprem, deprem, Afad deprem,Deprem son dakika, Naci görür aramaları insanların deprem korkusu nedeniyle gittikçe artıyor. Deprem hayatımızın bir gerçeği ancak uzmanlar hep deprem öldürmez- bina öldürür diyorlar. Depremler doğal afetler ve bu afetlere karşı insanlığın yapabileceği tek şey; önlem alarak en az zararla kurtulmak. Maraş depreminde ölen yüz binlerce insan ve yıkılan on binlerce ev, ülkemizin bir deprem bölgesi olduğunu acı bir şekilde hatırlattı. Türkiye'de son zamanlarda meydana gelen ardışık depremler, özellikle Marmara Bölgesi'nde beklenen büyük depremin olasılığını yeniden gündeme getirdi. Yer bilimci ve Bilim Akademisi üyesi Prof. Dr. Naci Görür'ün değerlendirmeleri, bu konuda önemli uyarılar içeriyor.
Prof. Dr. Nacı Görür Ne Diyor?
Prof. Dr. Naci Görür, Marmara Denizi'nde iki fay hattının kilitli durumda olduğunu ve deprem üretme kapasitesinde stres biriktirdiğini belirtiyor. Bu durum, Marmara Denizi'nde ve çevresindeki küçük fay hatlarının tetiklenme riskini artırıyor. Görür, eğer bir fayda yeterli miktarda stres birikmişse ve ekstra bir güce ihtiyaç duyuyorsa, bu durumun "bardağı taşıran son damla" olabileceğini ifade ediyor.
Prof. Dr. Görür, 1999 Marmara Depremi'nin ardından bölgede yapılan araştırmalar ve gözlemlerle ilgili bilgiler veriyor. Bu araştırmalar, Marmara Denizi'nin ve çevresindeki fay hatlarının sürekli bir gerilim altında olduğunu gösteriyor. Bu gerilim, fayların deprem üretmek için gereken kuvveti artırıyor ve böylece deprem riskini yükseltiyor. Ayrıca, Görür, Marmara Denizi'nde bulunan Çınarcık çukurluğu ve adalar fayı gibi önemli fay hatlarını da belirtiyor. Bu fay hatları, bölgedeki deprem riskinin önemli göstergeleri arasında yer alıyor. Görür, bu fay hatlarının yanı sıra Çınarcık çukurluğunun güneyinde bulunan normal fayların da dikkate alınması gerektiğini vurguluyor.
Prof. Dr. Naci Görür'ün açıklamaları, Marmara Bölgesi'nde yaşayanlar için önemli bir uyarı niteliğinde. Bölgedeki deprem riskinin ciddiye alınması ve gerekli önlemlerin alınması büyük önem taşıyor. Görür'ün vurguladığı gibi, Marmara Denizi ve çevresindeki fay hatlarındaki gerilim ve stres birikimi, her an büyük bir depremin tetikleyicisi olabilir. Bu nedenle, bölge halkının depreme karşı hazırlıklı olması ve gerekli önlemleri alması hayati önem taşımaktadır.