Kocaeli
Kapalı
7°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Kocaeli Haberdar Sağlık Uzmandan korkutan uyarı geldi: Aşı olmazsak o salgınlar geri dönebilir

Uzmandan korkutan uyarı geldi: Aşı olmazsak o salgınlar geri dönebilir

Dr. Dilek Akıncı, Aşı Haftası'nda aşı çağrısı yaptı. Aşı reddinin risklerine dikkat çekerek, "Hem kendimiz hem de toplum için aşı olmalıyız" dedi. İşte detaylar...

4 Dakika
Okunma Süresi

Dr. Dilek Akıncı, aşı reddi risklerine dikkat çekerek aşı yapılma oranlarının azalması durumunda ciddi salgınların tekrar ortaya çıkabileceği uyarısında bulundu. Akıncı, Aşı Haftası vesilesiyle yaptığı açıklamada, bağışıklamanın önemini vurguladı. "Sadece kendimiz için değil, yakınlarımız ve toplum için de aşı olmalıyız" diyerek herkesi sorumluluk almaya davet etti. Bu çağrı, toplum sağlığını korumanın kritik bir adımı olarak öne çıkıyor ve bireysel kararların kolektif etkisini hatırlatıyor.

Aşının Tanımı ve İşlevi

Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı'ndan Dr. Öğretim Üyesi Dilek Akıncı, aşının canlılarda belirli hastalıklara karşı bağışıklık oluşturduğunu belirtti. Bu tıbbi ilacın, canlının mikroorganizmayı tanımasını ve ona karşı koruyucu bir yanıt geliştirmesini sağladığını ifade etti. Akıncı, aşının gücü azaltılmış veya öldürülmüş mikroorganizmaların kendisinden ya da sadece bir bölümünden hazırlanan bir madde olduğunu açıkladı ve temel amacının hastalığa karşı koruma sağlamak olduğunu vurguladı.

Aşılamanın Tarihsel Başarısı

Aşının çevre sağlığı hizmetlerinden sonra en güvenli ve etkili koruyucu sağlık hizmeti olduğunu belirten Dr. Akıncı, aşılamanın köklü bir geçmişe sahip olduğunu söyledi. Etkin ve yaygın aşılama sayesinde bazı hastalıkların tamamen yok edildiğini ve büyük salgınların durdurulduğunu hatırlattı. Ülkemizde de 1930'lu yıllardan beri aşıların uygulandığını, çiçek, difteri, boğmaca gibi hastalıkların aşı programlarına dahil edildiğini belirtti. Bu başarılar, aşılamanın halk sağlığındaki vazgeçilmez yerini kanıtlıyor.

Toplumsal Aşılamanın Önemi

Dünya genelinde uygulanan bağışıklama programları sayesinde her yıl 2,5 milyon çocuk ölümünün önlendiğini vurgulayan Akıncı, aşıların genel özelliğinin yüksek koruyuculuk olduğunu belirtti. Ancak aşıların koruyucu etkisini en üst düzeye çıkarmak için tüm toplumun aşılanmasının daha önemli olduğunu unutmamak gerektiğini söyledi. Ayrıca aşıların, hastalık bulaşmasını engellemese bile hastalığın seyrini hafifletici bir etki yaptığını, aşılı kişilerde hastalığın daha hafif geçtiğini ekledi.

Türkiye'deki Aşı Takvimi ve Risk Grupları

Aşıların geliştirilme teknolojisine göre aşı yapılacak grupların değişebildiğini kaydeden Dr. Akıncı, genel olarak tüm bebek ve çocukların, 65 yaş üstü kişilerin, gebelerin, sağlık çalışanlarının ve kronik hastalığı olanların aşılanmasını önerdi. Ülkemizde çocukluk çağında veremden suçiçeğine, menenjit ve zatürreye kadar 13 hastalığa karşı aşı yapıldığını bildirdi. Bunların dışında risk gruplarına kuduz, grip, HPV, COVID-19 gibi farklı aşılar da önerilmektedir.

Aşı Reddi ve Olası Sonuçları

Aşı reddinin ve aşı karşıtlığının artmasının tehlikeli sonuçlar doğurabileceğine dikkat çeken Akıncı, ülkemizin göç gibi nedenlerle zaman zaman aşıyla önlenebilir hastalıklara karşı savunmasız kalabildiğini ifade etti. Çocuklarımızın aşılı olması sayesinde şimdilik büyük sorunlar yaşanmadığını ancak aşılanma oranları düşerse geçmişteki gibi ciddi salgınların yeniden ortaya çıkabileceğini belirtti. Bu durum, toplumsal bağışıklığın korunması için aşılamanın sürekliliğinin önemini gösteriyor.

Aşının olası yan etkilerinden endişe ederek aşı olmamanın doğru bir yaklaşım olmadığını vurgulayan Dr. Akıncı, bunun hasta olunca ilaç kullanmak gibi zorunlu bir durum olduğunu belirtti. Hatta aşılamanın, hasta olmadan kişiyi ve toplumu koruduğu için daha etkili olduğunu söyledi. Aşıyla vücuda giren mikroorganizma miktarının çok düşük olduğunu, hastalık seyrindeki komplikasyonların ise çok daha tehlikeli ve bazen ölümcül olabildiğini hatırlattı.

Bazı kişilerin "bana bir şey olmaz" düşüncesiyle hareket edebildiğini ancak bu kişilerin hastalığı yakınlarına bulaştırarak onlarda ağır sonuçlara yol açabileceğini belirten Akıncı, aşı kararının sadece bireysel olmadığını vurguladı. Bu nedenle, hem kendi sağlığımızı hem de sevdiklerimizin ve tüm toplumun sağlığını korumak adına aşılanmanın bir sorumluluk olduğunu ifade etti. "Sadece kendimiz için değil, yakınlarımız ve toplum için de aşı olmalıyız" diyerek çağrısını yineledi.

Kaynak: HABER MERKEZİ
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *