Hatay'da, 6 Şubat depremlerinin birinci yıl dönümünde, deprem felaketinde hayatını kaybedenler anısına bir 'sessiz yürüyüş' düzenlendi. Bu etkinlik, depremde en çok zarar gören illerden biri olan Hatay'da, yıkımın büyük olduğu Sümerler'den Armutlu'ya kadar gerçekleşti. Depremde yakınlarını kaybedenler, bu anlamlı yürüyüşle onları anma fırsatı buldu. 'Buradayız Hatay Derneği' tarafından organize edilen bu sessiz yürüyüş, depremzedelerin bir araya gelerek yaşadıkları acıyı paylaştıkları ve birlikte güç buldukları önemli bir etkinlik oldu.
6 Şubat Depremi
Geçen yıl 6 Şubat'ta Türkiye, modern tarihinin en yıkıcı doğal afetlerinden biriyle karşı karşıya kaldı. Kahramanmaraş merkezli iki büyük deprem, sırasıyla 7.8 ve 7.5 büyüklüğünde, Türkiye'nin güneydoğu bölgesinde geniş çaplı yıkıma yol açtı. Bu depremler, özellikle Hatay, Gaziantep, Adıyaman ve Malatya gibi illeri etkileyerek binlerce insanın hayatını kaybetmesine, on binlerce insanın yaralanmasına ve milyonlarca insanın evsiz kalmasına neden oldu.
Depremler, gece yarısı ve sabahın erken saatlerinde meydana geldiği için, birçok insan uykuda yakalandı ve binaların çökmesi sonucu ağır kayıplar verildi. Arama kurtarma çalışmaları hemen başlatılsa da, soğuk hava koşulları ve artçı sarsıntılar, kurtarma ekiplerinin çalışmalarını zorlaştırdı. Ulusal ve uluslararası yardım ekipleri, afet bölgesine hızla yönlendirildi, ancak yıkımın büyüklüğü nedeniyle yardımların dağıtımında başlangıçta zorluklar yaşandı.
Bu deprem, Türkiye'nin yanı sıra dünya genelinde de büyük bir dayanışma örneği sergilenmesine yol açtı. Birçok ülke, arama kurtarma ekiplerini, tıbbi yardımı ve insani destek malzemelerini Türkiye'ye gönderdi. Sosyal medya platformları, yardım kampanyalarının yayılmasında ve bağış toplanmasında kritik bir rol oynadı. Türkiye genelindeki insanlar, afetzedeler için barınak, yiyecek, giyecek ve psikolojik destek sağlamak amacıyla seferber oldu.
Afetin ardından, Türkiye'de bina dayanıklılığı ve afet yönetimi konularında ciddi tartışmalar başladı. Depremin yol açtığı yıkım, yapı denetimi ve kentsel dönüşüm projelerinin önemini bir kez daha gündeme getirdi. Hükümet ve yerel yönetimler, afetlere karşı daha dirençli bir altyapı oluşturmak ve halkı afetlere karşı daha iyi hazırlamak için yeni önlemler almayı taahhüt etti. Bu trajik olay, Türkiye'nin afetlere karşı hazırlıklı olma kapasitesini artırma konusundaki kararlılığını pekiştirdi.