Türkiye Kendi Savaş Uçak Gemisini İnşa Edecek

Türkiye savunma sanayi alanında dünyada söz sahibi olmaya çoktan başladı. Kendi Savaş uçak gemisini inşa etme projesi hayata geçiyor.

Türkiye'nin savunma sanayii alanında attığı adımlar arasında yer alan ilk yerli savaş uçağı gemisinin tasarım süreci başladı. Savunma Sanayii İcra Komitesi'nin (SSİK) son toplantısında alınan kararla resmiyet kazanan bu gelişme, Türk Donanması'nın gücüne güç katacak önemli bir adım olarak görülüyor.

TÜRKİYE SAVAŞ UÇAK GEMİSİ NASIL OLACAK

Yapılan açıklamalara göre, bu devasa gemi; 285 metre uzunluğa, 68 metre genişliğe, 60 bin ton ağırlığa ve 25 knots (yaklaşık 46 km/s) hıza sahip olacak. Gemi, COGAG (Combined Gas And Gas) tahrik sistemine ve STOBAR (Short Take-Off But Arrested Recovery - Kısa Kalkış Ancak Yakalama ile İniş) uçak kalkış ve iniş sistemine ev sahipliği yapacak. Ayrıca, 10.1 metre su çekimi ile dikkat çekiyor.

Türk Donanması'nın mevcut envanterinde bulunan TCG ANADOLU Amfibi Hücum Gemisi, F-35B gibi dikey iniş/kısa kalkış özellikli savaş uçaklarını ağırlayabilecek kapasitede. Ancak yeni tasarlanan yerli uçak gemisi, çok daha geniş bir yelpazede savaş uçaklarının iniş ve kalkışına olanak tanıyacak bir yapıda olacak. Bu gemiye, insansız hava araçları da dahil olmak üzere, geniş bir hava aracı yelpazesi konuşlandırılabilecek.

STOBAR sistemi, uçak gemilerinde kullanılan kalkış ve iniş sistemlerinden biri olarak biliniyor. Bu sistem, uçakların kısa bir mesafede hızlanarak kalkış yapmalarını sağlayan bir rampaya sahip. İniş sırasında ise, uçaklar gemiye yakalama kabloları yardımıyla güvenli bir şekilde iniş yapıyor.

Bu gelişme, Türkiye'nin savunma sanayiindeki yenilikçi adımlarının ve yerli üretim kapasitesinin bir göstergesi olarak ön plana çıkıyor. Yerli savaş uçağı gemisinin tasarım ve üretim süreci, Türkiye'nin savunma teknolojileri alanında uluslararası alanda rekabet edebilirliğini artırma hedefine katkıda bulunacak.

SAVAŞ UÇAK GEMİLERİNİN EMSALLERİ VE MALİYETLERİ HAKKINDA KÜÇÜK BİR ARAŞTIRMA

Amerika Birleşik Devletleri'nin savaş uçak gemileri, dünya üzerindeki en büyük ve en gelişmiş deniz araçları arasında yer alır. Bu gemiler, Nimitz sınıfı ve Gerald R. Ford sınıfı olmak üzere iki ana sınıfa ayrılır. Gerald R. Ford sınıfı, en yeni ve en gelişmiş sınıftır ve bu sınıfın ilk gemisi olan USS Gerald R. Ford'un (CVN-78) inşası için yaklaşık 13 yıl süre ve 13 milyar doların üzerinde bir maliyet gerektiği bilinmektedir. Bu gemiler, nükleer reaktörlerle çalışır ve yaklaşık 100.000 ton ağırlığında olup, 4.5 dönümlük bir uçuş güvertesine sahiptir.

Gerald R. Ford sınıfı uçak gemileri, teknolojik açıdan birçok yeniliği bünyesinde barındırır. Elektromanyetik uçak fırlatma sistemi (EMALS), gelişmiş silah asansörleri, geliştirilmiş radar sistemleri ve daha fazlasını içeren bu gemiler, operasyonel verimliliği ve savaş kabiliyetini önemli ölçüde artırır. EMALS, geleneksel buhar kuvvetli fırlatma sistemlerine göre daha hafif, daha hızlı ve daha verimli olup, geminin daha fazla uçağı daha hızlı bir şekilde fırlatmasına olanak tanır. Bu teknolojik gelişmeler, geminin bakım ihtiyaçlarını azaltırken operasyonel süresini de maksimize eder.

Bir uçak gemisinin inşası, sadece maliyet ve zaman açısından değil, aynı zamanda mühendislik ve işçilik açısından da büyük bir çaba gerektirir. Bu gemilerin inşası için gerekli olan çelik miktarı, küçük bir şehri inşa etmek için yeterli olabilir. Ayrıca, gemide kullanılan elektronik sistemler ve silahlar gibi bileşenlerin tasarımı ve entegrasyonu, yüksek derecede uzmanlık ve koordinasyon gerektirir. Bu süreç, yüzlerce tedarikçi ve binlerce işçinin katılımıyla, özel tersanelerde gerçekleştirilir.

ABD'nin uçak gemisi inşa programı, sadece ulusal güvenlik açısından değil, aynı zamanda mühendislik ve teknoloji alanında da liderlik etmesini sağlar. Bu gemilerin inşası ve işletilmesi, ABD'nin dünya çapında projeksiyon gücünü sürdürmesine olanak tanırken, aynı zamanda denizcilik mühendisliği, nükleer enerji ve askeri teknolojilerdeki yeniliklerin önünü açar. Ancak, bu tür bir projenin gerçekleştirilmesi, devasa mali kaynaklar ve uzun yıllar süren taahhüt gerektirir, bu da onları dünyanın en pahalı ve en karmaşık savunma projeleri arasına sokar.

İLGİLİ HABERLER