Kemik Erimesi Belirtileri
Kemik erimesi belirtileri en fazla merak edilen hususlar arasında konumlanıyor. İskelet sistemini meydana getiren kemikler yüksek oranda kalsiyum barındıran yapılar olarak karşımıza çıkıyor. Çocukluk ve bebeklik çağlarında hızlı bir biçimde kemik yapımı mümkün oluyor. Yirmili yaşlardan sonra ise kemik oluşumu, kemik yıkımıyla hemen hemen aynı seviyede gözlemleniyor. Bu dönemden itibaren yaş ilerledikçe de kemiklerde erime oluşabiliyor.
Kemik Erimesi Belirtileri Nelerdir?
Sıklıkla görülen kemik erimesi sorunu, erken süreçte herhangi bir belirti göstermez. Bu sebeple kemik erimesi belirtilerianlaşılmayabilir. Kemik yoğunluğunun azalması durumunda kemikte herhangi bir çatlama ya da kırılma ortaya çıkmadığı veya kemik yoğunluğuna dair testler yapılmadığı sürece hastalığın tespit edilmesi de oldukça güçtür. Kemik erimesi hastalığının ilerlemesi halinde hastalarda çeşitli kemik erimesi belirtileri kendini göstermeye başlar. Örneğin, basit hareketlerde dahi oluşabilen kırılma ve çatlamalar görülebilir. Bununla beraber kemik erimesi hastalarında kambur ve çarpık duruş hali de oluşabilir. Omurga içinde çökmüş ya da kırık bir omurun yol açtığı bel ağrısı da son derece yaygın bir durumdur. Kemik erimesinin belirtileri yukarıda söz ettiğimiz gibidir.
Kemik Erimesi Nedenleri Neler?
Kemik erimesi belirtileri hakkında bilgi almak isteyen vatandaşlar, bu rahatsızlığın nedenlerini de araştırmaktalar. Kemikler daimi olarak yenilenme halindedir. Bazı hücreler yeni kemik hücrelerinin yapımında görevlidir. Bu hücrelerin azalması ve hastalıklı hale gelmesi de kemik erimesine yol açan etmenler arasında konumlanır. İlerleyen yaşla beraber kemik yapımı durumu kemik yıkımına yetişemez hale gelmektedir. Dolayısıyla bu durumda kemik erimesini hızlandıran bir gelişme olarak kabul edilmektedir. Kemik erimesi nedenleri söz konusu olduğunda öne çıkan hususlar şöyledir; hareketsiz bir yaşam tarzı sürmek, alkol ve sigara kullanmak, steroid içerikli ilaçların kullanımı, adrenal bez rahatsızlıkları, menopoz öncesinde yumurtalıkların alınması, tiroid sorunları, cinsiyet hormonlarında düşüş olması, genetik yatkınlık, ilerlemiş yaş, kadın ve menopoz sonrası dönemde olmak, yetersiz D vitamini, fosfor ve kalsiyum alımı.