Son zamanlarda, Prof. Dr. Cengiz Köksal, Bezmialem Vakıf Üniversitesi Tıp Fakültesi'nin Kalp ve Damar Cerrahisi Bölüm Başkanı, depremle ilişkili olarak artan kalp sağlığı sorunlarına dikkat çekiyor. Prof. Dr. Köksal, özellikle son haftalarda, çarpıntı ve stres belirtileri gösteren sekiz hastasının kendisine başvurduğunu, bunlardan ikisinin acil cerrahi müdahale gerektiren durumlar olduğunu bildirdi. Ayrıca, deprem bölgelerinde kalp krizi vakalarında gözle görülür bir artış olduğunu vurguladı.
Prof. Dr. Köksal, depremin etkisinin sadece belirli bir yaş grubu üzerinde olmadığını, gençlerin de risk altında olduğunu belirtti. Özellikle genç hastalarda, stres ve kaygıya bağlı olarak kontrolsüz tansiyon yükselmeleri, aort damarında yırtılma riskini artırıyor. Bu durum, gençler arasında kalp sağlığı sorunlarının yanı sıra ciddi damar hastalıklarının ortaya çıkma riskini de beraberinde getiriyor.
Kaygı ve Endişe Kalp Hastalıklarını Tetikliyor
Deprem sonrası yaşanan yüksek kaygı ve endişenin kalp krizi ve inme riskini altı kat artırdığı bilimsel çalışmalarla da destekleniyor. Prof. Dr. Köksal, son bir haftada gördüğü hastaların çoğunun çarpıntı, yüksek tansiyon ve nefes darlığı şikayetleriyle geldiğini belirtiyor. Bu hastaların bazılarının, özellikle geçmiş deprem tecrübeleri nedeniyle, uzun süreli kaygı ve endişe yaşadıklarını ve bu durumun kalp sağlıkları üzerinde olumsuz etkiler yarattığını ifade etti.
Bu gözlemler, özellikle büyük doğal afetler sonrasında toplumun genel sağlık durumuna odaklanmanın önemini vurguluyor. Prof. Dr. Köksal, afetin etkilediği yaklaşık 13 milyon kişinin, artan sağlık sorunlarıyla baş etmek zorunda kaldığını ve bu durumun özellikle kalp sağlığı üzerinde ciddi etkiler yarattığını belirtti. Depremin getirdiği stres ve kaygının, kalp sağlığını doğrudan etkileyebileceği ve bu nedenle afet sonrası sağlık hizmetlerinin bu boyutu da göz önünde bulundurarak planlanması gerektiği konusunda uyarılarda bulundu.