Sivil havacılıkta çevre dostu yakıt alternatifleri arayışı, giderek artan bir şekilde hidrojeni ön plana çıkarıyor. Uzun mesafeler için pil gücü yetersiz kalırken, hidrojen yakıt hücreleri veya doğrudan hidrojen yanması, uçaklar için umut verici bir çözüm olarak görülüyor. Özellikle, hidrojenin kriyojenik soğutma (-253 °C) ile sıvılaştırılması ve ardından sıkıştırılması, yakıt yoğunluğunu ve dolayısıyla enerji kapasitesini artırıyor. Bu yöntem, uçakların daha uzun mesafeleri, ekipman karmaşıklığını artırmadan kat etmesini sağlayabilir.
San Francisco Merkezli Şirket Verne Hidrojen Yakıtlar Üzerinde Çalışıyor
San Francisco merkezli genç bir şirket olan Verne, bu konsept üzerinde çalışıyor. Verne, Lawrence Livermore Ulusal Laboratuvarı'ndaki bilim insanlarının 25 yıl önce önerdiği bu yaklaşımı inceledi ve geçen yıl burada bir dizi deney yaptı. Bu deneyler, Verne'in çözümünün kriyojenik tanklarda %27 daha fazla sıvı hidrojen depolamasına olanak tanıdığını gösterdi. Şirket, bu oranı %40'a çıkarabileceğini ve bu durumun uçuş menzilini önemli ölçüde artıracağını düşünüyor.
Kriyojenik sıvı hidrojenin basınç altında saklanmasının diğer avantajları arasında, havaalanı altyapısında büyük tasarruflar sağlayacak basit bir yakıt ikmal süreci ve 700 bar basınç altındaki gaz halindeki hidrojen için gerekli olan karmaşık tank yapılarına kıyasla daha basit tank tasarımları yer alıyor. Ayrıca, tank içindeki gazların doğal genleşmesi sayesinde yakıtın kendiliğinden soğutulması da bir başka avantaj.
En önemli gelişme ise, Verne'in kriyojenik sıvı ve sıkıştırılmış hidrojenle çalışan bir uçağın ortak geliştirilmesi ve test edilmesi için ZeroAvia ile anlaşma imzalaması oldu. Bir yıl önce ZeroAvia, hidrojen yakıt hücreleriyle çalışan en büyük sivil uçağın ilk uçuşunu gerçekleştirdi ve havacılıkta hidrojen kullanımının en iyi yolunu bulmayı hedefliyor. Verne'in önerisi, bu alanda büyük bir potansiyel taşıyor olabilir.