Erdoğan, “Millet iradesine saygı duymayan, demokrasiyi içselleştirmemiş, varlığını vesayet odaklarına endekslemiş bir muhalefeti de ne ülkemiz ne de vatandaşlarımız hak etmiyor. Değişimden söz edenler öncelikle millete tepeden bakan tavırlarını terk etmeli ve milletin beklediği asıl değişimi gerçekleştirmelidir” ifadelerini kullandı.
Yerel seçimler için Cumhur İttifakı vurgusu yapan Erdoğan, "Devlet Bey'in de hitabıyla ‘koçbaşlarını belirleyip’ yola öyle devam edelim. Cumhur İttifakı'nı en iyi temsil edecek, ilkelerimizi yerelde yaşatacak adaylarla milletimizin karşısına çıkacağız" dedi.
Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Soçi’de gerçekleştirdiği görüşmenin ardından dönüş yolunda gazetecilerin sorularını yanıtladı, muhalefet ve yerel seçimlerle ilgili açıklamalar yaptı.
Erdoğan'ın sorulara verdiği yanıtlar şöyle:
SORU: CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, seçim yenilgisinin sebebini vatandaşlara bağladı. Kılıçdaroğlu, "Kitleler Sayın Erdoğan'a oy veriyorsa o kitlenin sorgulanması gerek. Toplumsal sorunumuz vardır" dedi. CHP liderinin bu sözlerini nasıl değerlendirirsiniz? Muhalefet neden özeleştiri yapmayı tercih etmiyor?
Bu sorunun muhatabı aslında Kılıçdaroğlu’nun kendisidir. Bu açıklamaları anlamak mümkün değil. Burada gerçekten akli bir sıkıntı var. Sen kalkıyorsun 11, 12 yenilgi alıyorsun ve yenilgiden sonra hâlâ faturayı millete kesiyorsun. Parlamentoda ne yazıyor? ‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’ diyor. Egemenlik kayıtsız şartsız milletin olduğuna göre millet seni istemiyor, sana "git" diyor. "Sen bu işten anlamazsın" diyor. Ama sen hâlâ kalkıyorsun. "Altılı Masa" diyorsun, "Gerekirse on altılı masa" diyorsun. Sen kaç tane masa kurarsan kur, senden bir şey olmaz. Sen işi bitirmişsin. Şu anda sandalyeyi nasıl korurum ona bakıyorsun. Senin belediye başkanın geliyor, otobüsün üzerinden sana bir tane koltuk hediye ediyor, atıyor onu aşağıya. Sen hâlâ o koltuğa tutunmaya çalışıyorsun. Bir defa demokrasi mücadelesini ve demokrasiyi de anlamış değil.
CHP Genel Başkanı'nın demokrasi anlayışına bir kez daha üzülerek şahit oluyoruz. Milli iradeye saygısız bir kişilik olarak yaptığı açıklamalar nedeniyle CHP’ye gönül veren vatandaşlarımı incitiyor. Daha partisinde demokrasiyi işletmeyen bir şahsın, millet iradesine saygı duymasını beklememek lazım. Terör örgütlerine tek bir söz söylemeyen, kendisine oy isteyen teröristlerden rahatsızlık duymayan Kılıçdaroğlu, herkesten de kendisi gibi terörist sevici olmasını bekliyor. Kılıçdaroğlu’ndan seçim başarısı bekleyen vatandaşlarım da bunun artık bir hayal olduğunu anlamışlardır. Çünkü başarısızlık karşısında tavrı sorgulanması gerekenin siyasiler değil, vatandaş olduğuna inanan bir genel başkanları var. Genel Başkan sıfatıyla girdiği her seçim hezimetine farklı bahaneler bulan, kendinden başka herkesi suçlu ilan eden Kılıçdaroğlu, bu açıklamalarıyla siyaseti bilmediğini bir kez daha kanıtladı. Ancak millet iradesine saygı duymayan, demokrasiyi içselleştirmemiş, varlığını vesayet odaklarına endekslemiş bir muhalefeti de ne ülkemiz ne de vatandaşlarımız hak etmiyor. Değişimden söz edenler öncelikle millete tepeden bakan tavırlarını terk etmeli ve milletin beklediği asıl değişimi gerçekleştirmelidir.
Akşener yorumu: Pazarlıkta el yükseltme gayretinden başka bir şey değil
SORU: İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener yerel seçimlere ittifak halinde değil tek başlarına gireceklerini söyledi, diğer partileri de bu duruma davet etti. Akşener, CHP - İyi Parti birlikteliğinin bittiği yönünde mesajlar verdi ama İstanbul ve Ankara için kapıyı açık bıraktı, 'iş birliği yapılabilir' dedi. Akşener’in yaptığı çağrıyı ve Millet İttifakı'nın dağılmasını nasıl yorumlarsınız?
Bizim Cumhur İttifakı olarak oturmuş bir yapımız var. Bu oturmuş yapıyla biz yolumuza devam ediyoruz. Hedefimiz Türkiye genelinde 81 vilayetin 81'inde de en ideal adaylarımızı inşallah bulup, bunlarla beraber yola devam etmek. Her şeyden önce İstanbul, Ankara gibi büyükşehirlerimizi, deprem darbesi yemiş olan 11 vilayetimizi, hepsini masaya yatırıp buralarda güzel bir çıkış sağlamak ve bu çıkışla beraber de 31 Mart seçimlerinde hedeflerimize ulaşmayı Cumhur İttifakı olarak belirledik. Yolumuza da bu şekilde devam edeceğiz.
Yerel seçimlere dair Cumhur İttifakı olarak istişarelerle yol alıyoruz. Anladığım kadarıyla onların bir istişare zemini bile yok. Biri işbirliğinden diğeri ayrılıktan söz ediyor. Hanımefendinin bu yaklaşımı pazarlıkta el yükseltme gayretinden başka bir şey değil. Geride bıraktığımız seçimde masaya bir oturan bir kalkan siyaset anlayışından ne kadar tutarsız siyaset yaptıklarını gördük. Seçim yaklaştıkça aynı manzaraları göreceğimizden milletimizin şüphesi olmamalı. Kimlere ne sözler verildi, kiminle hangi pazarlıklar yapıldı bunların bir kısmı ortaya saçıldı, bir kısmı da ilerleyen günlerde ortaya dökülecektir. Yerel seçimde de kimlere neler verileceğini, hangi kavgaların çıkacağını yenilgilerinin sonunda öğreniriz.
MHP ile yerel seçimlerde iş birliği
SORU: Yani 81 ilde MHP ile iş birliğinden söz edebilir miyiz? Yerel seçimlere Cumhur İttifakı olarak mı gireceksiniz?
81 vilayeti masaya yatırıp nerede, nasıl, kimle kazanırız, bunların hepsini konuşacağız. Görevlendirdiğimiz arkadaşlarımız bunları beraberce görüşecekler, nihai kararları da biz vereceğiz ve o şekilde yola devam edeceğiz. Cumhur İttifakı'nda bizim bir sıkıntımız yok. Kimsenin şüphesi olmasın Cumhur İttifakı olarak bizler milletin çizdiği istikamette ilerlemeye devam ediyoruz ve devam edeceğiz. Devlet Bey ile son görüşmemizde de bu işleri en güzel şekilde ele aldık. Devlet Bey'in de hitabıyla, ‘koçbaşlarını belirleyip’ yola öyle devam edelim. Cumhur İttifakı'nı en iyi temsil edecek, ilkelerimizi yerelde yaşatacak adaylarla milletimizin karşısına çıkacağız. Şehirlerimizi CHP’nin çöp, çamur, çukur siyasetinden kurtaracak en doğru adayları belirleyeceğiz. İnanıyorum ki Türkiye’nin yönetimini CHP ve şürekâsına teslim etmeyen vatandaşım, şehirlerinin idaresini de işin ehline yani Cumhur İttifakı'na teslim edecektir.