Son dönemde artan reflü şikayetlerinin temelinde genellikle göz ardı edilen bir neden yatıyor: diş eksikliği. Uzmanlar, reflünün sadece mide kaynaklı bir rahatsızlık olmadığını, sıklıkla ağız sağlığındaki problemlerle başladığını vurguluyor. Özellikle çiğneme fonksiyonunun bozulması, sindirim sistemini olumsuz etkileyerek mide problemlerine ve reflüye zemin hazırlıyor. Bu durum, genel sağlık için önemli bir uyarı niteliği taşıyor ve reflü tedavisi görenlerin ağız sağlığını da kontrol ettirmesini gerektiriyor.
Reflü Ağızda Başlıyor
Uzman Diş Hekimi ve Çene Cerrahı Prof. Dr. Birkan Taha Özkan, reflü vakalarındaki artışa dikkat çekerek önemli bir tespitte bulunuyor. Sanılanın aksine, bu yaygın rahatsızlığın kökeninin sıklıkla ağızda olduğunu belirtiyor. Eksik dişler nedeniyle yeterince iyi yapılamayan çiğneme işlemi, sindirim sürecinin ilk ve en kritik adımını aksatıyor. Bu durum, mideye aşırı yük binmesine ve reflü gibi ciddi sorunların ortaya çıkmasına neden oluyor.
Çiğneme Kaybı Mideyi Zorluyor
Ağızdaki diş eksiklikleri, çiğneme fonksiyonunu ciddi şekilde bozarak sindirim sistemini doğrudan etkiliyor. Yeterince parçalanmadan yutulan büyük lokmalar, midenin besinleri sindirmek için çok daha fazla çaba harcamasına yol açıyor. Bu durum, mide asidi üretimini artırıyor ve sonuç olarak asidin yemek borusuna geri kaçmasına, yani reflüye sebep oluyor. Uzun süredir reflü tedavisi gören hastalarda bile altta yatan asıl sorunun eksik dişler olabileceği unutulmamalıdır.
Yanlış Beslenme Alışkanlıkları Tetikliyor
Diş eksikliği yaşayan bireyler, çiğnemesi zor olan sert ve lifli gıdalardan kaçınma eğilimi gösteriyor. Bunun yerine, daha kolay yutulabilen yumuşak, işlenmiş, nişastalı ve şekerli yiyeceklere yöneliyorlar. Ancak bu tür besinler mide asidini artırarak sindirimi zorlaştırıyor ve bağırsak sağlığını olumsuz etkiliyor. Sonuç olarak, bu yanlış beslenme alışkanlıkları reflü oluşumuna ciddi şekilde zemin hazırlıyor ve sindirim bozukluklarını daha da derinleştiriyor.
Tükürük Azalması Riski Artırıyor
Çiğneme eylemi, sadece besinleri mekanik olarak parçalamakla kalmaz, aynı zamanda tükürük salgısını da uyarır. Tükürük, ağız ve yemek borusunu mide asidinin yakıcı etkilerine karşı koruyan hayati bir doğal savunma mekanizmasıdır. Diş eksikliği nedeniyle azalan çiğneme hareketi, tükürük üretiminin de düşmesine neden olur. Bu durum, mide asidinin koruyucu bariyeri daha kolay aşarak dokulara hasar vermesine yol açar ve reflünün olumsuz etkilerini şiddetlendirir.
Reflü Dişleri Nasıl Etkiliyor?
Mideden yemek borusuna ve hatta ağıza kadar yükselen asidik içerik, diş sağlığı için ciddi bir tehdit oluşturmaktadır. Özellikle gece uyku sırasında fark edilmeden gerçekleşen reflü ataklarında, mide asidi diş minesini kimyasal olarak aşındırır, yani eritir. Bu durum, zamanla dişlerde artan hassasiyet, çürük oluşumu, diş eti çekilmesi ve geri dönüşü olmayan mine kaybı gibi önemli sorunlara yol açar. Reflü hastalarında sıkça görülen sabah ağız kokusu da bu asidik etkinin bir göstergesidir.
Çözüm ve Önleyici Tedbirler
Reflü ve diş sorunları arasındaki bu karmaşık ilişkiyi yönetmek için ilk adım eksik dişlerin tedavisidir. İmplant, köprü veya protezlerle çiğneme fonksiyonunun yeniden tam olarak kazanılması büyük önem taşır. Ayrıca, işlenmiş gıdalardan kaçınıp lifli ve doğal besinlere ağırlık vermek, yatmadan en az 3 saat önce yeme içmeyi kesmek ve yatak başını hafifçe yükseltmek gibi yaşam tarzı değişiklikleri önerilir. Stresin de reflüyü tetiklediği ve diş sıkmaya (bruksizm) yol açabildiği unutulmamalıdır. Eksik dişleri ihmal etmek, sadece estetiği değil, tüm sindirim sistemi sağlığını tehlikeye atmaktır.