Tiamat Gezegeninin Üzerinde Dünya mı var?
Özellikle Sümerler gibi kadim medeniyetlerin geride bıraktığı tabletler ve hikayeler, modern zamanlara kadar ulaşan bir gizem perdesi aralamaktadır. Bu yazıda, Güneş Sistemi'mizin oluşumu hakkında antik bilgiler ve mitolojik anlatıları ele alacağız.
Güneş Sistemi'miz, hepimizin bildiği üzere Merkür, Venüs, Dünya, Mars, Jüpiter, Satürn, Uranüs ve Neptün olmak üzere sekiz gezegenden oluşmaktadır. Bu gezegenlerin her biri, Güneş'in etrafında belirli bir yörüngede dönmektedir. Ancak, milyarlarca yıl öncesine döndüğümüzde, bu düzenin bugünkü gibi olmadığını öğreniyoruz. Tarihin derinliklerinde gizemli bir şekilde yer alan ve hala çözülememiş birçok sır, antik medeniyetler tarafından anlatılan hikayelerde saklıdır.
SÜMER TABLETLERİ NE ANLATIYOR?
Antik Sümerler, yazılı tarihin bilinen en eski uygarlıklarından biridir ve onların geride bıraktığı tabletler, bize hem tarihsel hem de mitolojik bilgiler sunmaktadır. Sümer tabletlerinde bahsedilen en dikkat çekici konulardan biri, Annunakiler adı verilen ve Nibiru adlı bir gezegenden geldiği söylenen varlıklardır. Bu anlatılara göre, Nibiru gezegeni Güneş Sistemi'mizin bir parçası olup, her 3600 yılda bir Güneş etrafındaki yörüngesini tamamlamaktadır. Ancak, bu gezegenin yörüngesi, diğer gezegenlerden çok farklıdır ve belirli dönemlerde Güneş Sistemi'ne yaklaşıp tekrar uzaklaşmaktadır.
Sümer tabletlerinde Nibiru'nun yanı sıra başka gezegenler de farklı isimlerle anılmaktadır. Örneğin, Merkür'e Mummu, Venüs'e Lahamu, Mars'a ise Lahmu denmektedir. Ancak, belki de en ilginç olanı, Tiamat adlı bir gezegenin varlığından bahsedilmesidir. Bu gezegenin günümüzde var olmadığı, ancak geçmişte Güneş Sistemi'mizin bir parçası olduğu anlatılmaktadır. Tiamat, 11 uydusu olan bir gezegen olarak tanımlanır ve Sümerlerin inançlarına göre, bu gezegen bir savaş sonucu parçalanmış ve yıkılmıştır.
Mitolojiye göre, Tiamat'ın yok edilmesi, Nibiru gezegeninde yaşayan Annunakiler tarafından gerçekleştirilmiştir. Bu yok oluş, Sümer tabletlerinde Enuma Elish adlı bir eserde detaylı bir şekilde anlatılmaktadır. Anlatıya göre, Nibiru'nun güçlü çekim kuvveti, Güneş Sistemi'ndeki diğer gezegenlerin yörüngelerini etkilemiş ve Tiamat gezegeninin yok olmasına neden olmuştur. Bu olayın ardından, Tiamat'ın parçaları Asteroit Kuşağı'nı oluşturmuş ve Dünya'nın da bu parçalanan gezegenin büyük bir kısmından meydana geldiği iddia edilmiştir.
ÇOK İLGİNÇ BİLGİLER
Ardemus Kalimina ise dünyanın şuna benzediğinde ısrar ediyor: Dünya bir yumurta gibidir. Yumurtayı yanlamasına kestiğinizde üstten baktığınızda ortadaki sarı kısım yeryüzüdür, beyaz kısımlar ise Antartika'dır. Ardemus Kalimina şöyle ekliyor: Dünya yuvarlak filan değildir dünya düzdür, bu sözümü Mevlana da teyit ediyor " diyor. yine Ardemus Kalimina diyor ki; dünya bir gökkubbe ile kuşatılmıştır ve dünyanın dışına çıkılamıyor. NASA ve diğer bilimsel otoritelerin gösterdiği dünya şekli doğru değildir diyor. Ona göre dünya; Tiamat gezegeninden kopan bir Parçanın üzerine inşa edilmiş düz bir yapıdır. Uydular atmosfere çıktıklarında, dünyanın en üst noktasına varmadan yanlamasına gidiyorlar ve ulaştıkları yer yine Antartika oluyor. Ardemus Kalimina bir Youtuber ve üst benliğinden mesajlar aldığını ileri sürüyor. Kendisinin ikiyüz kadar videosu var ve sadece ücretli üyeler bu videoları ve seminerleri izleyebiliyor. Kendisi Mitoloji, felsefe metafizik dinler gibi kavramları ortak paydada açıklamaya çalışan biri ve spiritüel bir eğitmen olarak NLP eğitimleri de vermektedir.
İlhan Yılmam da bir Youtuber ve uzaylı varlıklar Ufolar ve dünyadaki Portallar alanında araştırmalar yapmakta ve videolar hazırlamakta. Bu iki Youtuber'a göre uzaylılar, dünyadaki saklı portallardan uzaylı varlıklar gelebilmektedir. Bermuda şeytan üçgeni de bu portallardan biridir. Yani uzay gemileri göklerden değil, yerin altından, ley hatlarındaki noktalardan yeryüzüne geliyorlar.
MİTOLOJİNİN BİLİMSEL TEMELİ VAR MI?
Günümüz bilim insanları, bu tür hikayeleri çoğunlukla mitolojik ve spekülatif olarak değerlendirirken, bazıları bu anlatıların eski insanların astronomi bilgilerini ifade etme biçimi olabileceğini düşünmektedir. Örneğin, Sümerler'in Tiamat gezegenini anlatırken aslında bir gezegenin yok oluşunu değil, Güneş Sistemi'ndeki büyük bir çarpışmayı tasvir etmiş olabileceği yönünde görüşler daha güçlüdür. Bu tür büyük çarpışmaların, asteroit kuşaklarının oluşumunda rol oynadığı düşünülmektedir.
Tarih boyunca, gezegenler ve gökyüzü olayları insanlarda büyük bir merak uyandırmıştır. Sümerler gibi eski medeniyetler, bu meraklarını mitolojiye dayalı hikayelerle ifade etmiş ve bu hikayeler, zamanla günümüze kadar ulaşmıştır. Her ne kadar bilimsel olarak bu hikayelerin doğruluğunu kanıtlamak mümkün olmasa da, bu tür anlatılar insanlık tarihinin ve kültürünün önemli bir parçası olarak kalmaya devam etmektedir. Güneş Sistemi'mizin geçmişi ve geleceği hakkında daha fazla bilgi edindikçe, bu tür mitolojik anlatıların ne kadarının gerçeğe dayandığını daha iyi anlayabiliriz.
KAYNAKLAR
- Ardemus Kalimina
- İlham Yılmam