20 Ocak 2024 saat 01.27'de Sivas'ta yerin 5 km altında deprem meydana geldi. Ülkemiz jeolojik olarak oldukça aktif bir bölge olan Alp-Himalaya Orogenik Kuşağı üzerinde yer alır. Bu durum, ülkenin birçok fay hattı üzerinde bulunmasına ve sık sık depremlerle karşılaşmasına neden olur. Türkiye'deki en önemli fay hatlarından biri Kuzey Anadolu Fay Hattı'dır (KAF). Bu fay hattı, Türkiye'nin kuzey kısmından geçerek, yaklaşık 1500 km uzunluğundadır ve ülkenin en aktif ve tehlikeli fay hatlarından biri olarak kabul edilir. KAF, tarihte birçok büyük depreme neden olmuştur, en bilineni 1999 yılında Marmara Bölgesi'nde meydana gelen ve binlerce insanın hayatını kaybetmesine yol açan depremdir.
KAF ve DAF iki Önemli ve Aktif Fay Hatları
Diğer bir önemli fay hattı ise Doğu Anadolu Fay Hattı'dır (DAF). Bu fay hattı, Türkiye'nin doğusundan geçer ve yaklaşık 500 km uzunluğundadır. DAF, KAF kadar aktif olmasa da, zaman zaman büyük depremlere neden olabilir. Özellikle Elazığ, Van ve Bitlis gibi iller bu fay hattının etki alanı içinde yer alır. DAF, genellikle yatay hareket gösteren bir fay olup, bu bölgede meydana gelen depremler genellikle şiddetli ve yıkıcı olabilmektedir.
Türkiye'de ayrıca Ege Denizi'nde ve Akdeniz'de de birçok fay hattı bulunmaktadır. Bu fay hatları, özellikle Ege ve Akdeniz kıyı şeridinde yaşayan insanlar için risk oluşturur. Örneğin, 2020 yılında İzmir'de meydana gelen deprem, Ege Denizi'ndeki aktif fay hatlarından birinin tetiklemesi sonucu oluşmuştur. Bu tür depremler, genellikle deniz altında meydana geldiğinden, tsunami riski de taşımaktadır.
Türkiye'nin deprem potansiyeli, fay hatlarının yanı sıra nüfus yoğunluğu, yapı kalitesi ve yerleşim yerlerinin coğrafi konumları gibi faktörlerle de yakından ilişkilidir. Özellikle büyük şehirlerde, depreme dayanıklı yapıların inşası ve mevcut yapıların güçlendirilmesi büyük önem taşımaktadır. Ayrıca, halkın deprem bilincinin artırılması ve acil durum yönetimi konusunda etkili planlamaların yapılması gerekmektedir.