Kredi kartlarının doluluk oranları, hem bireysel hem de toplumsal ekonomik gündemın önemli bir konusu haline geldi. Tüm Türkiye’de bu oranlar, ekonomik dengeleri belirleyen önemli bir göstergedir. Bankacılık sektöründen gelen veriler, kredi kartı kullanımının son dönemde dikkat çekici bir şekilde arttığını ortaya koyuyor.
Kullanım Oranlarında Dünya Standartları
Experian verilerine göre, ABD’de kredi kartı kullanım oranları ortalama %25-30 seviyesinde bulunuyor. Bu oran, Türkiye genelinde %37.2 olarak rapor edilmiştir. Ancak düşük ve orta gelir grubundaki bireylerde bu oran %50’nin üzerine çıkabiliyor. Uzmanlar, kart limitlerinin etkili yönetiminin finansal dengeler için kritik olduğunu belirtiyor.
Limitlerdeki Artış ve Doluluk Sorunu
Bankaların sunduğu toplam kredi kartı limitleri, 2024 itibaryla 5.8 trilyon TL’ye ulaşmıştır. Bu limitin %37.2’si aktif olarak kullanılmış durumda. Sanayinin yoğun olduğu şehirlerde ise, bireylerin finansal yükünün daha fazla olduğu gözlemleniyor. Limitler artarken, %90’ın üzerinde doluluk oranına sahip kartların oranı %20’ler seviyesindedir.
Orta Gelir Grubunun Zorlanması
İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı Sezgin Lüle, kredi kartı limitlerinin orta ve alt gelir grubu için daha yüksek doluluk oranlarına yol açtığına dikkat çekiyor. Market, giyim ve okul taksitleri gibi zorunlu harcamalar, kart doluluk oranlarının öne çıkmasına neden olmaktadır. Türkiye'nin sanayi merkezlerinde bu oranların daha da yüksek olduğu bildiriliyor.
Ekonomik Düzenlemelerin Etkisi
Son yıllarda kredi kartı taksit sayılarına getirilen sınırlandırmalar ve nakit avans düzenlemeleri, bireylerin finansal davranışlarını önemli ölçüde etkiledi. Bu durum, bireylerin kredi kartları yerine alternatif finansal kaynaklara yönelmesine neden oldu. Türkiye'de bankacılık sektöründe bu düzenlemelerin etkileri sıklıkla tartışılıyor.
Geleceğe Yönelik Beklentiler
Kredi kartı doluluk oranlarının, bireylerin gelir düzeyleri ve harcama alışkanlıklarına bağlı olarak dönüşüm geçireceği tahmin ediliyor. Finans uzmanları, ekonomik önlemler ve finansal eğitim programlarıyla bireylerin daha bilinçli harcama yapabileceğine işaret ediyor.