Bitcoin (BTC), kripto para piyasasının öncüsü olarak, hem yatırımcılar hem de ekonomistler tarafından yakından takip edilen bir varlık haline gelmiştir. BTC'nin fiyatı, piyasa dinamikleri ve teknolojik gelişmelerle yakından ilişkilidir. Güncel verilere göre, Bitcoin'in fiyatı 43,066.13 USD civarında seyretmekte ve 24 saatlik işlem hacmi 25 milyar USD'yi aşmaktadır. Bu, Bitcoin'in piyasa değerinin ve likiditesinin yüksek olduğunu göstermektedir, ancak aynı zamanda volatiliteye de işaret etmektedir.
Bitcoin'in enerji tüketimi, özellikle çevresel etkiler açısından eleştiri konusu olmuştur. Her Bitcoin işlemi için 1,173 KW saat elektrik tüketildiği ve bu miktarın tipik bir Amerikan evini altı hafta boyunca güçlendirebileceği belirtilmektedir. Bitcoin'in yıllık enerji tüketimi, 5.5 milyon nüfuslu Finlandiya'nın yıllık enerji tüketiminden fazla olduğu hesaplanmıştır. Bu durum, teknoloji girişimcilerinden çevre aktivistlerine ve siyasi liderlere kadar geniş bir yelpazede tartışmalara yol açmıştır. Örneğin, Tesla CEO'su Elon Musk, Bitcoin'in çevresel ayak izi nedeniyle Tesla'nın artık bu kripto para birimiyle ödeme kabul etmeyeceğini açıklamıştır. Bu durum, Bitcoin'in enerji verimliliğini artırma yolları üzerine çözüm arayışlarını ve tartışmalarını da beraberinde getirmiştir.
BİTCOİN MADENCİLİĞİ
Bitcoin madenciliği, yenilenebilir enerji kaynaklarına olan bağımlılığı ile dikkat çekmektedir. Tahminlere göre, Bitcoin'in yenilenebilir enerji kullanımı %40 ile %75 arasında değişmektedir. Ancak, eleştirmenler Bitcoin'in yenilenebilir enerji kullanımını artırmasının, diğer sektörler ve endüstriler için solar kaynakların kullanımını azaltacağını iddia etmektedirler. Bitcoin savunucuları ise, altın ve bankacılık sektörlerinin her birinin Bitcoin'den iki kat daha fazla enerji tükettiğini, bu nedenle Bitcoin'in enerji tüketiminin eleştirilmesinin yersiz olduğunu savunmaktadırlar. Ayrıca, Bitcoin'in enerji tüketiminin izlenebilir ve takip edilebilir olduğu, bu durumun altın ve bankacılık sektörleri için söylenemeyeceği belirtilmektedir. Bitcoin'in karmaşık doğrulama sürecinin daha güvenli bir işlem sistemi oluşturduğu ve bu nedenle enerji kullanımını haklı çıkardığı da savunulan noktalardan biridir.
Bitcoin'in enerji tüketimi, yaratılma, güvenlik, kullanım ve transfer süreçlerini kapsayan bütüncül bir yaklaşımı içermektedir. Diğer finansal sektörlerde ise bu durum söz konusu değildir. Örneğin, Visa gibi bir ödeme işlem sisteminin karbon ayak izi hesaplanırken, para basımı, ATM'lerin güçlendirilmesi, akıllı telefonlar, banka şubeleri, güvenlik araçları gibi ödeme işleme ve bankacılık tedarik zincirinin diğer bileşenleri için gerekli enerji hesaba katılmamaktadır. Bitcoin'in yenilikçi potansiyeli göz önüne alındığında, özel sektör ve hükümetlerin Bitcoin enerji tüketimini azaltma çabaları, Crypto Climate Accord ve Bitcoin Mining Council gibi girişimlerle desteklenmektedir. Bu girişimler, 2040 yılına kadar tüm sera gazı emisyonlarını ortadan kaldırmayı hedeflemektedir. Bu hedeflerin gerçekleşebilir olduğuna inanmak, Bitcoin'in sürekli gelişen doğasını göz önünde bulundurarak makul bir beklenti olabilir.