SAF, petrol bazlı jet yakıtlarına eşdeğer performans sunarken, havayolu şirketlerine uçuşlardan kaynaklanan sera gazı emisyonlarını azaltma imkanı tanıyor. Bu yenilikçi yakıt, havacılık sektörünün çevresel sürdürülebilirliğe olan bağlılığını güçlendiriyor ve döngüsel ekonomi vizyonuna katkıda bulunuyor.
Satış Payı %10'a Çıkacak
Tüpraş'ın Stratejik Dönüşüm Planı doğrultusunda, 2030 yılına kadar jet yakıtı satışlarında SAF'ın payını %10'a çıkarması planlanıyor. Şirket, 2030'da 400 bin ton biyoyakıt ham maddesi işlemeyi ve 2035 sonrasında SAF üretim kapasitesini üç katına çıkarmayı hedefliyor. Bu girişim, Tüpraş'ı Türkiye'nin bu alandaki en büyük tedarikçisi yapmayı amaçlıyor.
Havacılık Sektörü Yeniden Şekillenecek
İBA Stratejik İletişim Danışmanlığı'nın kurucusu Serkan Aksüyek'e göre, havayolu ve büyük petrol şirketleri, yenilenebilir enerji kaynaklarına yaptıkları yatırımlarla SAF üretimine odaklanacaklar. İzmir, bu yatırımlarla küresel havacılık sektörünü yeniden şekillendirecek SAF üretiminde öne çıkan bir merkez haline geliyor. Pandemi sonrası dönemde, sürdürülebilirlik ve döngüsel ekonomi kavramları, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin ajandalarında geniş yer buluyor. Çok uluslu şirketler, gezegenimizin sınırlı kaynaklarını optimum şekilde kullanmayı ana iş hedefi olarak belirliyorlar. Bu çerçevede, (Sustainable Aviation Fuel) SAF üretimi gibi yenilenebilir enerji kaynaklarına yapılan yatırımlar, küresel havacılık sektöründe karbon bazlı yakıtların yerini alarak çevresel etkiyi azaltma potansiyeline sahip.
Türkiye İçin Yenilik
Tüpraş ve Honeywell'in iş birliği, sürdürülebilir havacılık yakıtı alanında Türkiye'nin lider konuma gelmesine olanak tanıyacak bir dönüşümün başlangıcı olarak görülüyor. Bu girişim, hem çevresel sürdürülebilirliği destekleyen hem de ekonomik büyümeye katkıda bulunan yenilikçi bir adım olarak öne çıkıyor.