İsrail'in zalim saldırıları ve bombardımanı hız kesmiyor. Az önce gelen habere göre 6 bebek 14 yetişkin, çalışamayan hastanenin olumsuz koşulları nedeniyle hayatını kaybetti.
7 Ekim'de Başlayan Hamas Saldırılarının Faturasını Sivil Halk da Ödüyor
7 Ekim'de başlatılan Hamas roket saldırılarından bu yana çok zaman geçmedi ama ölü sayısı artıyor. Sivil hedefleri de bombalayan İsrail saldırılarını devam ettiriyor. Gazze'de prematüre bebeklerin stabil hastane koşullarına ihtiyacı var ancak bu koşulları Gazze'de bulmak mümkün değil.
Alt yapısı hasar gören Gazze Şifa hastanesinde doğumhane de dahil bir çok servis iptal durumunda.
İsrail saldırılarından ölenlerin sayısı şimdiye kadar iyimser rakamlarla 11 bin kişi ve hasar gören bina sayısı 42 bin adet.
6'sı Bebek 20 Kişi Öldü...
İsrail'in zalim saldırıları ve bombardımanı hız kesmiyor. Az önce gelen habere göre 6 bebek 14 yetişkin, çalışamayan hastanenin olumsuz koşulları nedeniyle hayatını kaybetti.
7 Ekim'de Başlayan Hamas Saldırılarının Faturasını Sivil Halk da Ödüyor
7 Ekim'de başlatılan Hamas roket saldırılarından bu yana çok zaman geçmedi ama ölü sayısı artıyor. Sivil hedefleri de bombalayan İsrail saldırılarını devam ettiriyor. Gazze'de prematüre bebeklerin stabil hastane koşullarına ihtiyacı var ancak bu koşulları Gazze'de bulmak mümkün değil.
Alt yapısı hasar gören Gazze Şifa hastanesinde doğumhane de dahil bir çok servis iptal durumunda.
İsrail saldırılarından ölenlerin sayısı şimdiye kadar iyimser rakamlarla 11 bin kişi ve hasar gören bina sayısı 42 bin adet.
Savaş hukuku, silahlı çatışmalar sırasında uygulanacak kuralları belirleyen hukuk dalıdır. Bu alanda, sivil zarar görmesinin önlenmesi temel bir prensiptir. Uluslararası hukuk, savaşta sivillerin korunmasını, özellikle Cenevre Sözleşmeleri ve Lahey Sözleşmeleri ile sağlamaktadır. Bu makale, savaş hukukunda sivillere yönelik saldırıların hükmünü ele almakta ve bu konudaki mevcut yasal düzenlemelere ışık tutmaktadır.
Sivillere Saldırmanın Hükmü Nedir uluslararası Arenada İsrail'in Bunu Yapma Hakkı var mı?
Sivillerin korunması, modern savaş hukukunun temel taşlarından biridir. Cenevre Sözleşmeleri ve ek protokoller, savaş sırasında sivillerin korunmasını zorunlu kılar. Uluslararası insancıl hukuk kurallarına göre, sivillerin ve sivil nesnelerin kasıtlı olarak hedef alınması kesinlikle yasaktır. Bu tür eylemler, savaş suçu olarak nitelendirilir ve uluslararası ceza mahkemelerinde yargılanabilir.
Cenevre Sözleşmeleri, savaş hukukunun temelini oluşturur. Bu sözleşmeler, sivil nüfusa karşı her türlü şiddet eyleminin yanı sıra, işkence, rehin alma, kişisel onurun aşağılanması ve tıbbi gereksinimlerin reddedilmesi gibi uygulamaları yasaklar. Lahey Sözleşmeleri ise, savaş esnasında silahların kullanımını düzenler ve sivillerin zarar görmesini engellemeye yönelik kurallar içerir.
Sivillere yönelik saldırılar savaş suçu olarak kabul edildiğinde, sorumlular uluslararası ceza mahkemelerinde yargılanabilir. Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), bu tür suçların sorumlularını yargılamak için kurulmuş bir kurumdur. UCM, bireylerin savaş suçları, insanlığa karşı suçlar ve soykırım suçlarından dolayı sorumlu tutulabildiği bir platform sağlar. Savaş hukuku, sivillerin korunmasını temel bir ilke olarak benimsemiştir. Sivillerin savaş sırasında zarar görmesi, uluslararası hukuk tarafından kabul edilemez bir durumdur ve savaş suçu olarak nitelendirilir. Bu bağlamda, uluslararası toplumun, savaş hukukuna uyulmasını sağlamak ve ihlalleri cezalandırmak için sürekli çaba göstermesi gerekmektedir. Sivil zarar görmesini engellemek, sadece yasal bir zorunluluk değil, aynı zamanda insani bir sorumluluktur.