Esad’dan Tarihi Adım Milyonlarca Suriyeli İçin Yeni Genel Af Çıktı

Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad, 22 Eylül 2024 öncesinde işlenen suçlar için genel af ilan etti. Bu adım, özellikle yurtdışına kaçan milyonlarca Suriyeliyi ve asker kaçaklarını yakından ilgilendiriyor. Detaylar haberimizde.

Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad, 22 Eylül 2024 tarihinden önce işlenen suçlar için önemli bir genel af ilan etti. Bu af, özellikle yurtdışına kaçan Suriyelileri ve asker kaçaklarını kapsıyor. Suriye resmi ajansı SANA'nın aktardığına göre, af kararı kanun hükmünde bir kararname ile duyuruldu.

ASKER KAÇAKLARINA AF TESLİM ŞARTIYLA GEÇERLİ OLACAK

Yayınlanan kararnamede, Askeri Ceza Kanunu'ndaki firar suçları, cünhalar ve bazı diğer ihlaller için af öngörülüyor. Ancak bu affın bir şartı var: Af, yalnızca belirli süre içinde teslim olanlar için geçerli olacak. Yurtiçinde yaşayanlar için bu süre üç ay, yurtdışında olanlar için ise dört ay olarak belirlendi. Yani yurtdışına kaçan Suriyeliler, bu fırsattan faydalanmak için Suriye'ye dönüşlerini sağlamak zorundalar.

kapsam dışı suçlar 

Her suç bu af kapsamında değil. Topluma ve devlete yönelik ciddi saldırılar, rüşvet, sahtecilik ve genel ahlaka aykırı bazı suçlar bu af dışında bırakıldı. Ayrıca, kişinin malına yönelik saldırı içeren suçlar da affedilmiyor. Bu suçlarda mağdurun kişilik hakları saklı kalmak kaydıyla tazminat talep edilebilecek.

Beşar Esad, son olarak Ocak 2022’de de benzer bir genel af ilan etmişti. Ancak bu kez kapsam daha geniş tutuldu ve özellikle yurtdışına kaçan Suriyeliler için önemli bir geri dönüş kapısı açıldı. Bu adım, ülkede barış ve istikrarın sağlanması amacıyla atılmış büyük bir adım olarak değerlendiriliyor.

 

ESAD NEDEN GENEL AF ÇIKARDI? KÜRESEL SİYASET PERSPEKTİFİNDEN ANALİZ

Beşar Esad’ın 2024’te yurtdışına kaçan Suriyeliler ve asker kaçakları için genel af çıkarması, hem Suriye’nin iç dinamiklerine hem de küresel siyasete dair stratejik bir hamle olarak değerlendirilebilir. Bu adımın arkasındaki nedenler, yalnızca Suriye'nin iç dengelerine değil, aynı zamanda uluslararası ilişkilerdeki büyük gelişmelere dayanmaktadır.

 İÇ SİYASİ DENGELERİ DÜZENLEME ÇABASI

Suriye, 2011'den bu yana süren iç savaş nedeniyle milyonlarca vatandaşını kaybetmiş ve yerinden edilmiş durumda. Milyonlarca Suriyeli, ülke dışına göç etmek zorunda kaldı. Bu af kararı, özellikle savaş nedeniyle kaçan ve ülkesine dönmek isteyenler için bir fırsat sunuyor. Esad, yurtdışındaki Suriyelileri ülkeye geri çekerek demografik ve siyasi dengeyi yeniden sağlama arayışında olabilir. İç savaş sırasında kaçanların bir kısmı, rejim karşıtı faaliyetlerde bulunmuş veya muhalefete destek vermişti. Af ile bu grupların geri dönmesi, iç barış ve istikrarın yeniden tesisi için bir fırsat olarak görülebilir.

EKONOMİK VE DEMOGRAFİK İHTİYAÇLAR

Savaşın yıktığı Suriye, ciddi bir ekonomik krizin içinde. Ülkedeki iş gücünün büyük bir kısmı, savaştan kaçarak ülke dışına göç etmiş durumda. Esad, yurtdışındaki milyonlarca Suriyeliyi geri çekerek, ülke ekonomisini canlandırmayı ve yeniden inşa sürecine katılım sağlamayı hedefliyor olabilir. Ayrıca, geri dönenler, Suriye'nin iş gücü açığını kapatabilir ve ülkenin yeniden inşa sürecine katkıda bulunabilir. Af ile geri dönenler, hem ülkenin kalkınmasına hem de toplumsal barışa katkı sağlayacak bir unsura dönüşebilir.

RUSYA VE İRAN'IN BASKISI

Suriye’nin iç savaşında Esad rejimine en büyük desteği veren Rusya ve İran, son dönemde Suriye'deki krizin çözümü konusunda daha fazla baskı yapmaya başladı. Özellikle Rusya, savaşın sürdüğü bu uzun yıllar boyunca Esad rejimini ayakta tutmak için önemli bir askeri ve ekonomik yatırım yaptı. Ancak, savaşın sürdürülebilir olmaktan çıkması ve özellikle Rusya’nın Ukrayna savaşıyla meşgul olması, Moskova'yı Suriye’de kalıcı bir çözüme zorluyor. Af kararı, Rusya'nın Suriye’de istikrar sağlamaya yönelik baskısının bir sonucu olarak değerlendirilebilir. Benzer şekilde İran da, Suriye’deki varlığını kalıcı hale getirmek için rejimin iç istikrarını destekliyor.

TÜRKİYE VE AVRUPA İLE GÖÇ MÜZAKERELERİ

Af ilanı, özellikle Türkiye ve Avrupa Birliği ile ilişkiler bağlamında da stratejik bir anlam taşıyor. Türkiye, yaklaşık 4 milyon Suriyeli mülteciye ev sahipliği yapıyor ve bu durum uzun süredir Türkiye ile Avrupa arasında bir kriz konusu. Türkiye, mültecilerin geri dönüşünü sağlayacak güvenli bölgelerin kurulmasını savunurken, Avrupa da mültecilerin geri dönmesini sağlayacak politikaların oluşturulması için baskı yapıyor. Esad’ın af kararı, Türkiye ile mültecilerin geri dönüşü konusunda yürütülen müzakerelerde elini güçlendirebilir ve Avrupa’ya, geri dönen mültecilerin sorunun çözümüne yönelik bir adım olarak sunulabilir.

ULUSLARARASI MEŞRUİYET ARAYIŞI

Af ilanı, Esad rejiminin uluslararası alandaki meşruiyetini artırma çabasının bir parçası olarak da görülebilir. İç savaş boyunca Suriye rejimi, uluslararası alanda büyük bir tecrit ile karşı karşıya kaldı. Ancak son yıllarda bazı Arap ülkeleriyle yeniden diplomatik ilişkiler kurmaya başlayan Esad, uluslararası izolasyonu kırma çabasında. Affın ilanı, Suriye’nin yeniden inşa sürecinde bir dönüm noktası olarak sunulabilir ve uluslararası toplumda pozitif bir imaj yaratabilir.

ABD VE BATI’NIN ZAYIFLAYAN ROLÜ

ABD’nin Ortadoğu’daki askeri ve siyasi varlığı son yıllarda azalırken, bu durum bölgesel aktörler için yeni fırsatlar yaratıyor. Esad, ABD’nin Suriye’ye yönelik ilgisinin azalmasından faydalanarak, ülkesini yeniden şekillendirme konusunda daha fazla alan buluyor. Af, Suriye’nin iç politikasında önemli bir dönüm noktası olabilir ve Batı’nın bölgedeki etkisinin azalmasıyla Esad’ın daha rahat hareket etmesine olanak tanıyabilir.

AF, SURİYE İÇİN YENİ BİR SAYFA MI?

Beşar Esad’ın ilan ettiği genel af, hem iç hem de dış politika bağlamında önemli bir adım olarak değerlendirilebilir. Bu hamle, Esad’ın hem yurtiçinde toplumsal barışı sağlamaya yönelik bir adımı hem de uluslararası arenada diplomatik kazanç elde etme çabası olarak öne çıkıyor. Ancak af kararının ne kadar geniş yankı bulacağı ve özellikle yurtdışındaki Suriyelilerin geri dönüp dönmeyeceği, Esad rejiminin politikalarına olan güvenle doğrudan ilişkili olacaktır.

DÖNMEK İSTEMEYEN SURİYELİLERİN NEDENLERİ neler?

Suriye’de 2011’de başlayan iç savaş, milyonlarca Suriyelinin ülkesini terk etmesine neden oldu. Türkiye, bu süreçte yaklaşık 4 milyon Suriyeli mülteciye ev sahipliği yaparak en fazla Suriyeliyi barındıran ülkelerden biri oldu. Ancak son yıllarda Suriye’de ilan edilen genel aflar ve uluslararası geri dönüş çabalarına rağmen, birçok Suriyeli Türkiye’den ayrılmak istemiyor. Peki, Suriyelilerin Türkiye’de kalmak istemesinin nedenleri nelerdir?

Suriye’de çatışmaların azalması ve bazı bölgelerde görece bir istikrar sağlanmış olsa da, birçok bölge hâlâ güvensiz. Suriye’nin kuzeyinde ve diğer bölgelerde rejim güçleri, silahlı gruplar ve uluslararası aktörler arasında çatışmalar zaman zaman devam ediyor. Birçok Suriyeli, geri döndüklerinde güvenliklerinin tehlikede olabileceğinden endişe ediyor. Özellikle savaş sırasında muhaliflerle ilişkili görülen kişiler, rejimin baskısından korkuyor.

EKONOMİK KOŞULLAR VE GEÇİM KAYNAĞI

Savaşın yıktığı Suriye ekonomisi, şu anda büyük bir çöküş içinde. Ülkede işsizlik çok yüksek seviyelerde ve temel ihtiyaçların karşılanması dahi zorlukla gerçekleşiyor. Türkiye'deki Suriyeliler, her ne kadar düşük ücretlerle çalışsalar da, Türkiye’de iş bulabilme ve hayatlarını idame ettirme konusunda daha fazla fırsata sahipler. Bu ekonomik gerçeklik, birçok Suriyelinin geri dönmek yerine Türkiye’de kalmayı tercih etmesine neden oluyor. Türkiye’de kalmak, onlar için daha sürdürülebilir bir yaşam sağlama anlamına geliyor.

SOSYAL UYUM VE YERLEŞİK HAYAT

Suriyelilerin büyük bir kısmı, 2011’den bu yana Türkiye’de yaşıyor. Yani, birçoğu burada kök salmış, çocuklarını Türk eğitim sistemine dahil etmiş ve sosyal hayatlarını bu ülkeye entegre etmiş durumda. Özellikle genç Suriyeliler, Türkiye’de büyüdü ve Suriye’yi hiç tanımıyor. Bu durum, Suriyelilerin geri dönme isteklerini azaltıyor. Çocuklarının eğitimine devam edebilmesi, kurdukları sosyal çevre ve alıştıkları kültür, onları Türkiye’de kalmaya itiyor.

SURİYE’DEKİ SİYASİ VE TOPLUMSAL KUTUPLAŞMA

Suriye’deki iç savaş sadece fiziksel bir çatışma değil, aynı zamanda toplum içinde derin bir kutuplaşmaya da yol açtı. Savaş boyunca mezhepsel, etnik ve siyasi farklılıklar keskinleşti. Bu da birçok Suriyeli için ülkeye dönüşü zorlaştıran bir faktör. Geri dönenler, ülkedeki bu kutuplaşma nedeniyle ya ayrımcılığa ya da sosyal dışlanmaya maruz kalmaktan korkuyorlar. Bu durum, özellikle savaştan kaçan ve rejime karşı olan kesimler için ciddi bir endişe kaynağı.

 ULUSLARARASI KORUMA VE MÜLTECİ STATÜSÜ

Suriyeliler, Türkiye’de uluslararası koruma altında bulunuyorlar ve mülteci statüsüne sahipler. Bu durum, onların Türkiye’de kalma haklarını güvence altına alıyor. Geri döndüklerinde bu koruma statüsünden yoksun kalma ihtimali, birçok Suriyeliyi caydırıyor. Ayrıca, Türkiye’nin AB ile yaptığı anlaşmalar çerçevesinde Suriyelilere sunulan bazı yardımlar ve destek programları da geri dönüş kararını etkileyen unsurlar arasında.

GERİ DÖNÜŞ İÇİN YETERLİ GÜVENCE VE ALT YAPI EKSİKLİĞİ

Suriye’ye geri dönüş için uluslararası arenada çeşitli programlar ve girişimler olsa da, geri dönenlerin yerleşim, güvenlik ve ekonomik imkanlarının yeterince sağlanmaması endişe yaratıyor. Birçok Suriyeli, döndüklerinde barınma, iş ve temel ihtiyaçlarının karşılanamayacağından korkuyor. Türkiye’de yaşamaya alışan Suriyeliler, geri döndüklerinde savaşın izleriyle karşılaşacaklarını ve alt yapı eksikliklerinden dolayı ciddi zorluklar yaşayacaklarını biliyorlar.

TÜRKİYE’DE UZUN VADELİ GELECEK PLANLARI

Birçok Suriyeli, Türkiye'de uzun vadeli bir gelecek kurmayı planlıyor. Özellikle iş kuranlar, eğitim görenler ve sosyal hayatlarını buraya entegre edenler için Türkiye, kalıcı bir yaşam alanı haline geldi. Suriyeliler, Türkiye’de sahip oldukları sosyal ve ekonomik fırsatları kaybetmek istemiyor. Özellikle genç nesiller, Türkiye’deki eğitim ve iş imkanlarını değerlendirerek burada bir gelecek inşa etme peşindeler.

 

İLGİLİ HABERLER